28 Aralık 2009 Pazartesi

Sao Paulo

ikinci resim ucaktan sao paulo,

koca bir ovalik arazinin icini gokdelenlerle dolduran insanlik,uzaydan bakinca yaptigini begenirmiydi derseniz?

sao paulo bir gokdelen kenti,deldikleri gok basina para alanlarin sehri

Dr. Murphy

Domuz Kesimhanesi





ilk resim, domuz kesimhanesi ile ilgili,

evet budur, bir domuzsaniz ve seveniniz azsa vejetaryan dostlariniz disinda akibetiniz degismez.

seni yemeyen ama nefret edenler oldugu gibi, boyle catir catir kesip pirzolani,jambonunu,salamini yapanlarda elbet vardir.

dedigim gibi, nihayetiniz budur..dizerler boyle yanyana..


Dr. Murphy

Dr. Murphy den mesaj var. Sansürsüzdür.

uzun,cok uzun,cok cok uzun yillar onceydi gibi gelen ama topu topu 10 yil -oha lan- bir zamani almis ayriligimizin
sona erdiginin resmidir bu satirlara bakan sen ve bu satirlardan ekmek yiyen ben..
satirlararasi bir uzun yolculuktan sonra baska bir kitanin,baska bir iklim ve kulturun cicek actigi,
bir buyuk memleketin yagmuru bol,hatunu bol,yemekleri tadimlik,insanlari sicak cografyasindan sesleniyorum sizlere.

cografya derslerinin en berbat tarafi, ogretmenin kendisini onemsiz bir dersi anlatmakla yukumlu oldugunu bilmesinin verdigi
istirap ve dahasi bu dersten kalanlara yapilan sonu gelmez kotu kaka sakalardi.
dunya haritasini actigimda 'ulan burda kimler nasil yasiyorlardir acaba' diye kendine soran o cocugun aynisindan o merak ettigi
ulkelerin icinden de bizim ulkemizin haritasina bakarak 'nossa tenho muito currioso,que tipo de vida que tem ali?o que eles fazem la.. quero saber' diye soran nice albertolar,fernandolar,carloslar varmis meger.(roberto carlos degil,o geldi gordu,yedi duzdu gitti zaten )


bundan boyle belirsiz zaman araliklarinda, bazen her hafta,bazen iki gunde bir burda bulusarak,interaktif bir heyecan silsilesiyle
adeta bir grup seks ortami yaraticaz.
hayatin bize tahammulu yok goruldu anlasildi,
bizim ona hepten tahammulumuz yok amuna koyim.calicaz ve kacicaz bundan sonra kapisini hayatin,zirdeli edicez onun bizi ettiginden de fazla..tam burda..mumtaz dostum Ozer ve ben dr murphy ile birlikte.

nostaljik bir ozdeyis olarak son soz;

gelicem deyipte gelmeyenin,
okurum abi deyipte okumayanin,
haber veririm millete deyipte vermeyenin,

....


dr murphy; tamekse koy sepete demeyen ama koyanada kizmayan sahsiyet.

27 Aralık 2009 Pazar

Dr. Murphy Nerde?

Bilenler bilir. Bu bilen kişilerin sayısı da bir elin parmaklarını geçmez. Konuya girebilirsem söylemek istediğim husus şudur ki; eskiden bir Arızalılar Cemiyeti vardı. Görünmez kazaya kurban giden. 1999-2000 yılları arasında olan bir oluşumdu Arızalıar Cemiyeti, bir ara glowingeyes.net'in subdomain i olmuş gayet gereksiz bir siteydi. Sitenin yedeklerini kaybeden değerli arkadaşım Evreniz'i rahmetle anıyorum. Bu dönemde Dr. Murphy gençlerimize feyiz veren bir lezzet olmuş, halkın takdirini kazanmış bir insandı ki hala öyledir.

Peki sonra?

Sonra ne oldu Murphy'ye...

O canım insan nerede?

Aradım buldum, şaka yapmıyorum, kendisi Sao Paulo'da yani Brezilya'da karşıma çıktı. Rica minnet bu yeni yuvamız olan blog'a gelmesini hiç olmazsa burda bir 70'lik gibi bir büyük olarak durmasını istedim. Kırmadı.

Eminim bunların kocaman bir geyik olduğunu düşünenler aranızda vardır. Bu arkadaşlar büyük bir yanılgı içerisindeler.

Murphy ile ilgili birkaç söz ve bu alıntıları yazarken benim gaza gelip aradan ittirdiğim bazı laflar da var.



"bugün dr. murphy kapitalist dünyaya bir ultimatomdur" NY Times

"bana yandan yemis medya desinler istiyorum, yanlarina kar degmis medya densin,yansiz yunsuz yamuk desinler,yandas yoldas karmasasindaki yanci olayim" Dr. Murphy

"şüphesiz senenin en iyi resti" Financial Times

"Çekiç güç, çivi gibi" Atilla Dorsay

"Her gün cocuklarıma okutuyorum" Ana Yüreği

"Bugün ezilmişlerin, yüreği yanıkların sesidir, O Murphy (Phd)" Bir Dost

"Murphy o kadar içtenki, gıdıklandım" Barrak Obama

"gece gelen gazi tutmayacaksin" Dr. Murphy

"bir kalecinin 90 dakikalik yalnizligina benzer benim sensiz gecirdigim zamanlar" Dr. Murphy

"bir futbolcuunun bundan sonraki maçlara bakacaz demesidir senden ayrıldıktan sonraki goruşlerim, o kadar kıt ve tek düzedir, sanki yaşanmamış gibi" Özer

"ve unutma canım yanyanayken osurmaya basladigimiz gun bu ilişki çatırdar
ağzın söyleyemediğini göt haykırır
aşk insana takla attırır.
fazla kafiye insanı bıktırır
en güzel dörtlük zirvede bırakılır
uzattığın anda çöküş başlar kabullenmesen de" Tayyar Binatlı

"ask icin soylenmemis 3 kelime soyle bana gotume cimdik atayim sevgili, ask icin soylenmis 3 bin kelime hatirla,gotumden dumbelek ureteyim yine sevgili,senin gidisin aslinda sifon ceken su yasli amca kadar siradan ve kendi halindedir..kicini yikamadan ciktigin camii tuvaletleri sahittir senin giderken aslinda bittiginin.." Dr. Murphy

"klozetin başında çaresiz bekliyorum
bekliyorum ama gelmeyecek biliyorum
yüreğim diyor ki boşuna bekleme
gelmeyecek seni cok sevsede" Tayyar Binatlı


"en güzel kaka daha sıçılmadı" Tayyar Binatlı

Abarttınız beyler.

Murphy bunlarda mı yalan?








26 Aralık 2009 Cumartesi

Lahmacun, alkol ve ev gümüşleri arasındaki anlamsız korelasyon.

Fazla pide yeme, pideyle karnını doyurma derdi analarımız.


Nerden bilelim sonunda alkol var bu işin...


Bir gün buluşsak, ikimiz de acıksak ve sen de kabul etsen soğanlı lahmacun yemeyi.


Bugün bir lahmacuncunun kalitesi neden gönderdiği salatanın çokluğuyla ölçülür hiç düşündün mü?

Ardından adı önemli olmayan bir viski içsek ya da votka.




Sonra tekrar lahmacun yesek, delicesine. Lahmacunu çok sevmesek ama uzun zamandır yememiş olsak. Yani lahmacunu sevmesek dediysem, bu konuda özel bir fikrimiz olmasa. Daha önce lahmacunu sevip sevmemek üzere hiç düşünmemiş olsak.





Sonra evdeki enteresan biblo benzeri gümüşler olsa, masada. Ne zaman alındığı veya hediye edildiği bile hatırlanmayan.


Toşak şeklinde gümüşler her yerde. Onlar bizlerle.


Bu süs ve benzeri şeyler masada kitap ve yeni yıl ajandalarıyla "sofistike" görüntüler çizse ama daha lahmacunları söylememiş olsak.


Başında alkol var, sonunda lahmacun var bu işin. Alkol olsa iyi viski be kardeşim...


20 Aralık 2009 Pazar

Gözler

Yapabilirsem bunu bir konsepte dönüştüreceğim. Dur bakalım.

En Garde

You and Me


İşte biziz. Senle ikimiz. Bundan bir farkımız yok. Yan yana yatıyoruz. Mutlu muyuz? Birlikteyiz ya işte. Sarı çiftiz. İkimiz bir "safety yellow" olmuşuz, insanlara yatay bir düzlemde. Farklı düzlemde iki boyuttayız. Üçüncü boyutumuz bir mısır cipsinden çıkar mı reklamdaki gibi. Bir gereksiz espri tadında.

Bazıları diyor "o kadar malsınız ki posteriniz çıkmış" O zaman onlara diyelim "sağdaki Pisiklet yolunu kullan gardaş"

Sarı geçiciliğin rengidir insan pskolojisinde. Sarı.i beklemeyle geçmek arasındadır. Sarı uyarıdır. Sarı da durulmaz canım. Sarı da gidersin ya da gitmeye hazırsındır.

15 Aralık 2009 Salı

Isododecane Operation









Isododecane is a mixture of highly branched C12 isoparaffins, mainly the 2,2,4,6,6-pentamethylheptane isomer (typically c.a. 85%). Due to its synthetic origins, Isododecane is virtually free of aromatics, sulphur containing molecules and polar compounds, which makes it particularly suitable for all applications in which stringent demands are made regarding purity and chemical stability.

An important use of Isododecane is in the polymerisation processes (e.g. low density polyethylene, polypropylene, PVC, styrenics and synthetic rubbers), where it is used as either a solvent or as a dispersing agent for high reactivity organic peroxide catalysts. Its low odour, very low toxicity, and easily detectable solvent residues are important properties for film applications. Other uses are for cosmetics, insecticide solutions and solvents.

Leopar Tank


12 Aralık 2009 Cumartesi

Pıtırcık ve Frida Hanım Kızlarımız

Uykuyu ve sıcağı çok seven ikili. Daha tanışmadılar bakalım tanışacaklar..

9 Aralık 2009 Çarşamba

İşimi seviyorum...


Bazen soruyorlar ne iş yapıyorsun diye anlatması gerçekten güç olabiliyor.

Sabahları kalkıyorum, vapura binip işe gidiyorum. Vapurda kitap okurum... Sonra Sarı renkli kostümümü giyerim, Dupont Level A. İnsanın hareket kabiliyetini zorluyor. Pişik olmak işten bile değil...



Sonra Level A 'dan çıkmış sucuk olurum, hemen su isterim. Saat daha 23:29 ve kapakları açamamış bile olabiliriz.
Sonra poz vermek için değil yorgunluktan öldüğüm için otururum. Güneş doğmuştur. Bense yeşil "Level B Suite" imi giyerim. Tüpüm hala sırtımdadır.




Hoop dur derim forklift'e...Sis gibi görünen duman HCl (hidroklorik asit) dumanıdır bilirim. Konteyner içersinde IBC Tanklarda bulunan Silikon Tetraklorür saf silikon imalatında kullanılan bir mal. Havadaki nemle (H2O) reaksiyona girip HCl oluşturuyor.




Dedim ya sabahları kalkarım vapura binip, işe giderim. Sarı, mavi kostümlerimi giyerim. Tüpler 220 bar... Maske temiz... son brifing...içeri giriyoruz.



Resimlerin hepsi HAZMAT operasyonları* sırasında -malesef- Türkiye'de çekilmiştir. Yer ve kaza isimleri veremiyorum. Hepsi bir iki yıl öncesine ait.

Kimyasal Madde'nin tanımı "gündelik hayatta kullanmadığımız, karşımıza çıkmayan kimyasallar" şeklinde.

Bunlar, radyoaktif, kanserojen, toksik, mutajenik, vb. olabilir. Kozmetik ürünlerinden, endüstride kullanılan her türlü hammadde, yarı mamül, üretiminde depolanmasında ve transferinde oluşan kazaları radyoaktif varilleri gömdükleri gibi gömdüremeyebilirsiniz. İşte o zaman Tehlikeli Maddelere müdahale birimlerini ararsınız onlarda "Ghostbusters" gibi gelirler. Hasarlı, patlamış, çatlamış yada patlayacak, çatlayacak olan yerlere müdahale ederler. Güvenli alana kimyasalları transfer ederler, olay yerini notralize edip, dekontaminasyonu (arındırmayı) gerçekleştirirler. Tabi burda nükleer tehlikeler için adres Türkiye'de TAEK'tir. Ayrı bir uzmanlık gerektirir, "Radiation Protection"

Ülkemizde bu konuda yasal mevzuat ve uygulama yeni yeni gelişmekte, hatta bazılarına göre hiç gelişmemektedir. Bu sebepten dünyayı en çok kirleten ülkelerin en gelişmiş çevre koruma kanunları ve uygulamaları vardır prensibinden yola çıkarak. Kahraman itfaiyeciler başta Amerika'da olmak üzere HazMat birimleri kurmaya başlamıştır. İstanbul İtfaiyesinde de gelişmekte olan birimdir.

Biri NBC mi dedi? Kitle imha silahları veya benzeri tehlikeler. Silahlı kuvvetlerin konusu olup, başka bir gündem konumuz olabilir.

Çenem mi düştü ne...

* Dangerous goods, also called hazardous materials or HazMat ("HazMat teams" are personnel specially trained to handle dangerous goods), are solids, liquids, orgases that can harm people, other living organisms, property, or the environment. They are often subject to chemical regulations. Dangerous goods include materials that are radioactive, flammable, explosive, corrosive,oxidizing, asphyxiating, biohazardous, toxic, pathogenic, or allergenic. (Wikipedia)

Bakü

Bir kere her yerde büyük ve çok güzel heykeller var. Bunların çoğu Azerbaycan tarihinden sanatçı, devlet adamı ve mühim kişiler.
Bu fotoğrafın Bakü ile ilgili wikipedia ve lonelyplanet ta da aynı noktadan çekilmiş çok daha güzelleri var : )
Fantan (fıskiye ve çeşme) bir çok yerde var. Büyük ve geniş meydanlar her yerde. Meydanlardan korkmuyorlar.
Dışı olağan üstü gözüken bir binanın içi, eski ve dışı kadar özenilmemiş çıkabiliyor.
Binaların ışıklandırmaları çok güzel. Azeri Türkçesinde yazılmış laflarla dalga geçmeyeceğim siz de lütfen geçmeyin. Ayıp.

Yatak Odam

Merdiven ve 360/063


Margarita

Common ratios for a margarita are

  • 2:1:1 = (50% tequila, 25% Triple Sec, 25% fresh lime or lemon juice)
  • 3:2:1 = (50% tequila, 33% Triple Sec, 17% fresh lime or lemon juice)
  • 3:1:1 = (60% tequila, 20% Triple Sec, 20% fresh lime or lemon juice)
  • 6:3:1 = (60% tequila, 30% Triple Sec, 10% fresh lime or lemon juice)
  • 1:1:1 = (33% tequila, 33% Triple Sec, 33% fresh lime or lemon juice)
  • Triple Sec veya Cointreau Portakal likörlerimiz yok tabi. Yazdığıma bakmayın artistlik olsun diye yazdım.